4-11 Ocak 2009 tarihleri arasında çeşitli etkinliklerin düzenleneceği ‘Verem Haftası’ nedeniyle, İl Sağlık Müdürlüğü çalışmalarını hızlandırdı.
Hafta nedeniyle İl Sağlık Müdürü Dr. Cengiz Cindemir’in 5 Ocak 2009 Pazartesi günü saat 09.00’da konu ile ilgili açıklamada bulunacağı belirtilirken, İlimizde yayın yapan yerel televizyonlarda da Ali Menekşe Göğüs Hastalıkları Hastanesi hekimlerinden Uzman Doktor Mustafa Çetinkaya’nın programlara katılarak verem hastalığını anlatacağı açıklandı.
İlki 1947 yılında yapılan ‘Verem Haftası’nın 62. yılı nedeniyle İlimizdeki Merkez Sağlık Ocaklarının, Ana Çocuk Sağlığı (AÇS) ve Aile Planlaması (AP) Merkezi’nin kendi bölgelerindeki okullarda, kıraathanelerde ve iş yerlerinde hastalıkla ilgili eğitim yapacağı belirtilirken, bu eğitimlerde verem hastalığı ve sonuçları anlatılacak. Hafta nedeniyle Müftülüklerle de işbirliğine gidilerek Camilerde de, verem hastalığının önemi vurgulanacak. Hafta süresince İlimizin birçok bölgesine verem hastalığını tanımlayan afiş ve broşürler asılacak.
İlgililer, 6 Ocak 2009 günü Konacık İlköğretim Okulu ile Merkez İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü kursiyerlerine, 7 Ocak 2009 günü Çaldağ İlköğretim Okulu öğrencilerine, 8 Ocak 2009 günü ise Keşap Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencileri ile Keşap Halk Eğitim Müdürlüğü kursiyerlerine eğitim verileceğini de belirttiler. Eğitimlerin, İl Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürlüğü personelince verileceği açıklandı.
İlçe ve Merkez Devlet Hastanelerinin H.İ.E (Hizmet İçi Eğitim) hemşireleri tarafından hastane çalışanlarına, Sağlık Grup Başkanlıklarına bağlı Sağlık Ocaklarının da kendi bölgelerinde konu ile ilgili eğitim yapacağını belirten yetkililer, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılacak koordineli çalışma sonucu öğretmenlerin, öğrencilere, ‘verem haftası’yla ilgili eğitim çalışması yaptırmaları planlandı. Hafta nedeniyle resim, şiir, kompozisyon dalında yarışma düzenlenecek.
Yetkililer, ‘Verem Haftası’ nedeniyle CD, broşür ve kitapçıklar dağıtılacağını da ifade ederken, bu çalışmaların yalnızca hafta süresince değil, yıl boyunca devam edeceğini belirttiler.
DÜNYADA VEREM HASTALIĞININ DURUMU
Dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri tüberküloz mikrobu ile enfektedir. Bu insanların yüzde onu yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanacaklardır.
Her yıl tahminen 8,9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır.
Veremden her yıl 1,6 milyon insan ölmektedir. Bunların çoğu Asya, Afrika ve Latin Amerika’dadır. Eski Sovyetler Birliği Ülkelerinde de ölümler fazladır.
Dünyada bir tek etkene bağlı tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan hastalıktır.
TÜRKİYE’DE VEREM HASTALIĞININ DURUMU
2007 Yılında Verem Savaşı Dispanserlerinde kayıtlı 21.663 verem hastası vardır. Yüz bin nüfusta 30.9 hasta olarak hesaplanır. (Hasta sayısı/nüfusX100.000) Bu hastaların %65,1’i erkek, %34,9’u kadındır. Hastaların %73’ünde akciğer tüberkülozu varken, %27’sindede akciğer dışındaki organlar (Lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin) tutulmuştur.
VEREM HASTALIĞININ ETKENİ
Veremin etkeni “Mycobacterium tuberculosis” basilidir. Uzun sürede çoğalır, kültürde 2-6 haftada ürer; Oksijenli ortamda yaşayan bir basildir. Özel boyama yöntemi ile boyanabilir. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.
VEREMİN BULAŞMASI
Verem basilinin kaynağı hasta insandır. Basil hava yolu ile bulaşır. Balgam tetkikinde ARB pozitif bulunan, kavitesi olan hastalar daha fazla basil saçarlar. Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Basil kaynağı ile karşılaşma süresi; Ortamın genişliği ve havalanması, bulaşmada önemlidir. Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10–15 kişiye hastalığı bulaştırır.
VEREM ENFEKSİYONU VE HASTALIĞI
Verem Enfeksiyonu, basilin vücuda girmesinden sonra 8–10 haftada tüberkülin cilt testinin (TCD) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.
Bu, bir hastalık durumu değildir. Vücutta verem basilinin sessiz durduğu, adeta hapsedildiği bir durumdur.
Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açabilir. Verem enfeksiyonu olan insanların yaklaşık % 10’unda yaşamlarının bir döneminde verem hastalığı gelişir. Verem hastalığı, klinik bulguların ortaya çıktığı bir durumdur.
VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, gece terlemesi. Akciğer yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
Gırtlak veremi ses kısıklığı yapabilir. Diğer organları tutan verem hastalığında ilgili organa ait semptomlar olabilir. Üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.
VEREM TANISI
Verem tanısı basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi ile konulur. Şüphelenilen her hastadan 3 ayrı balgam tetkiki yapılır. Hastanın semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir. Akciğer veremi akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler, doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.
Verem tanısında kullanılan deri testi (PPD) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon olabilir, hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi doktor yapar.
BİLDİRİM VE KAYIT
Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Bir hafta içinde İl Sağlık Müdürlüklerine bildirilir. Tanı konulan verem hastaları gizlilik kuralları içinde dispanserde kaydedilir.
VEREMİN TEDAVİSİ
Veremin teşhis ve tedavisi ücretsizdir. Veremin tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede yada dispanserde aynı şekilde düzenlenir. Tedavide kullanılan ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir. Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok büyük önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir.
Tedavinin verem savaşı dispanseri (VSD) yada hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de VSD’de yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.
DİRENÇLİ VEREM
Tedavide ilaçlar eksik yada düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez. Tam tersine tedavisi güç bir duruma gelir. Buna dirençli tüberküloz denilir. Bazı ilaçlara direnç gelişmesi özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz denilen (İzoniyazid ve rifampisin’e direnç gelişen) hastalık bu bakımdan tehlikeli bir durum arz eder. Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi eğitim tipi göğüs Hastalıkları Hastanelerinde yapılmaktadır.
KORUYUCU TEDAVİ
Verem hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları verem savaşı dispanserinde ücretsiz muayene edilir. Temaslı muayenesi ile hasta olanlar belirlenir ve tedavi edilir. Hasta olmayan fakat verem olma riski taşıyan kişilere koruyucu tedavi verilir. Koruyucu ilaç tedavisi 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.
BCG (BACİLLE CALMETTE GUERİN) VEREM AŞISI
BCG aşısı da özellikle çocuklarda kanla yayılan ve öldüren verem hastalıklarını önlemede çok etkilidir. Erişkinlerde verem aşısının etkisi daha azdır. Ülkemizde BCG aşısı bir kez yapılır. Aşı doğumdan sonra 2. ayda doğrudan yapılır. Eğer geç kalınırsa, 6 yaşa kadar yapılır fakat bu durumda önce tüberkülin cilt testi yapılması gerekir.
TÜRKİYE’DE VEREM SAVAŞI
Ülkemizde verem savaşı bugün Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) nün önerdiği strateji ile yürütülmektedir. Bu strateji Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi’dir. (DGTS) Hastaların ilaçlarının bir sağlık personelinin gözetiminde içirtilmesi esastır. Hastaların tedavisi, ilaçları ve takipleri verem savaşı dispanserinde ücretsizdir. Hasta temaslılarının muayenesi ve koruyucu tedavileri verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz yapılır.
DSÖ’ nün hedefi; yayma (+) pozitif hastaların %70’inin DGTS kapsamında bulunması ve bu hastaların %85’inin başarı ile tedavi edilmesidir. Ülkemizde ise 2006 yılında %80 yayma (+) vaka bulma ve %89 tedavi başarısı ile bu hedeflere ulaşılmıştır.
Dünya’ da 2 milyar kişi TB ile enfektedir ve her yıl 9 milyon yeni vaka çıkmaktadır. Ülkemizde 15 milyon insanın TB ile enfekte olduğu düşünülmektedir.
Türkiye’de ise 2005 yılında 20.535 vaka, 2006 yılında 20.526 vaka, 2007 yılında 19.694 vaka 17.781 yeni vaka saptanmıştır. 2007 yılında 2.818.945 poliklinik muayenesi yapılmış olup 117.455 temaslı muayenesi yapılmış 1.951.644 röntgen filmi çekilmiş 261.093 hastaya bakteriyolojik muayene yapılmış, 23.529 hasta ilaçla korumaya alınmıştır.
Haber Kaynak: http://www.giresun.gov.tr/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.