• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Ankara 13 °C
  • İstanbul 18 °C
  • İzmir 19 °C
  • Giresun 14 °C
  • ŞEBİNKARAHİSARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİN’DEN TERÖR OLAYLARINA KARŞI ÇOK SERT AÇIKLAMA
  • ORDU-GİRESUN HAVALİMANI TURİZMİ CANLANDIRDI
  • ALİ KARANCI YAZDI ‘’YAPBOZ DEĞİL, PLANLI PROJELİ’’
  • RAMAZAN’DA GÖNÜLLERE UZANACAK SICACIK EL ŞEBİNKARAHİSARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ’NDEN
  • AK PARTİ GİRESUN’DA SEÇİM SONUÇLARINA İTİRAZ ETTİ

BEREKET SOFRASI

Erol KAYIKÇI

Rivayet edilir ki, Hz. İbrahim (a.s) sofraya misafirsiz oturmazdı. Vaktiyle, yine misafiri fazla olduğu için evinde yiyecek kalmadı. Bir dostuna develerle beraber adamını gönderip, bir miktar zahire istedi. Ama adam vermedi; develer boş döndü. Yolda adamlar “Halilullah (İbrahim (a.s) bizden zahire bekler boş dönmemiz olmaz” deyip çuvallara kum doldurdular. Ve evin yolunu tuttular. İbrahim (a.s)’a durumu anlattılar. Çok üzüldü. Bir süre uyudu. Bu sıralarda cariyelerden biri çuvalı açtı içini un dolu görüp ekmek pişirdi. Ekmeğin kokusu İbrahim (a.s)’ın burnuna gelince başını kaldırıp, “Ekmeği nasıl pişirdiniz?”, diye sordu. Cariyeler yeni gelen un ile pişirdik deyince, “Bu un o dosttan değil, zamandan ve mekandan münezzeh olan yüce dosttan geldi.” buyurdu.

Misafirperverliği ile bilinen İbrahim (a.s) hakkında daha nice güzel kıssalar anlatılır. Zamanla bu kıssalara binaen halk arasında “Allah sofranıza Halil İbrahim bereketi versin” denile gelmiştir.  

Misafir de evlerimizin bereket direklerinden biridir. Hz. Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: "Misafir on rızık ile gelir, birini yer, dokuzunu bırakır gider." El hak! doğrudur, misafir on rızıkla gelir, bıraktığı dokuz rızık girdiği evi ihya eder. Bereket, ziyadeleşir. Lütuf, bollaşır. Yenilir, içilir, giyilir ve kullanılır, yine de "Eyvah bitti!" endişesi yaşanmaz.

Çok değil, 20-25 sene evveline kadar “misafir” ve "misafirperverlik" insanımızın kanına işlemişti. Evlerde haftada hiç olmazsa iki gece misafir ağırlanır, haneler şen şakrak olurdu. Günümüzde misafir ve misafirlik sevimsizleştirildi. İnsanlar apartman hayatının yalnızlığının verdiği boşlukla zehir-zemberek bir hayat tarzına müptelâ oldular. Evlerin küçüklüğü ve Batı modeli yapılar (rezidans, apart vs.) hanelerimizin bereket direklerinden birini daha yıktı. Yıkılan bu direk misafirlik müessesesidir. "Misafir bereketiyle gelir" sözü unutuldu. "Bu akşam size çoluk-çocuk geleceğiz" haberi, hane halkını telaşlandırır bir noktaya geldi. Hatta öyle sözler icat edildi ki, misafirlik bu sözlerin yaygınlaştırılmasıyla sevimsizleştirildi. Şaka kabilinden söylenen fakat niyetleri alenileştiren bu sözlerden biri de: "Misafir misafiri sevmez; ev sahibi her ikisini de sevmez" sözüdür.

Batı insanının düşünce yapısının insanımızın beynine ur gibi saplandığı işte bu haldir. Yukarıda bahsettiğimiz ve ya unuttuğumuz sebeplerle "misafirlik" artık tarihe gömüldü. Geçim darlığı çekmemek için evlerimizi ihtiyarsız ve misafirsiz, dillerimizi zikirsiz, gönlümüzü sevgisiz bırakmayalım.

 

Ramazan ayının verdiği bereket , iftar sofralarınıza tat ve huzur getirmesi dileğiyle…

                                                                                                           Saygılarımla…

Bayrama Girerken / Erol KAYIKÇI

11 ayın sultanı Ramazan yine tadına doyamadan bitiyor. Bu yılın Ramazan ayı da gönlümüze bıraktığı binlerce güzellikle nihayete ermiş oldu. Şimdi ise bayram vakti geliyor. Memleket dışından güzel Şebinkarahisarımızı sevenler hem bayram hem de akraba ziyaretlerini memlekette geçirmeleri arzusuyla doludurlar mutlaka.

Bayram bahanesiyle Şebinkarahisarımız kendisini özleyenlerle hasret gideriyor. Tertemiz havasına ve yeşilliğine hasret kalan herkes, memleket hasretini dindirmek için erkenden çıkıyor yola.

Bir hevesle geldikleri memleketten üzüntü ile ayrılacaklar belki. Yapacakları başka bir şey yok. “Kısa da olsa tatili güzel bir şekilde geçirdik, inşallah bir daha ki bayrama aynı güzellikleri yaşarız.” düşüncesi olmaya başlayacak.

Maalesef ki, iş hayatı memlekete gelme konusunu ertelemeye sebep oluyor. Bir türlü geçim kaynağı bir yerden gelmesi gerekiyor. Ve bu da gurbette. Oraya gidilip hayatta bazı şeylerin ilerlemesi için bunu yapmamız lazım.

Bilmiyorum, “bayramda memleketine gitmek istemeyen var mıdır?”  Yeni nesilden yetişen arkadaşlar belki de bayramını büyüdüğü yerlerde geçirmek isterler. Büyüklerimiz ise tam tersi memleket özlemi ile yanıp tutuşurlar. Bayramları ve tatilleri heyecanla beklerler.

Memleket hasreti bayramın gelmesi ile bitiyor. Kısa da olsa bayramı memleketinde geçirecek olanlara şimdiden “Hoşgeldiniz!” diyorum. Bayram tatilinde sevenlerle güzel vakit ve birlikte olmanız dileğiyle...

Bayramınızı şimdiden tebrik ederim…

Bu yazı toplam 2334 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2006-2015 Şebin Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.