Vali Taşkesen Yılın Bürokratı Seçildi

 

            Kendisine verilen ‘Yılın Başarılı Bürokratı’ ödülünü ne kadar hak ettiğini kendi kendine sorgulayacağını belirten Vali Mustafa Taşkesen, ödül almanın güzel bir şey olduğunu da ifade ederek, kendisini bu ödüle layık görenlere teşekkür etti.

 

            Konuşmasını, “Bu ödül teveccühünüz benim yükümü biraz daha artırdı. Bundan sonra bu ödülü hak etmeye çalışacağım” diye sürdüren Vali Mustafa Taşkesen, sözlerine şöyle devam etti:

“Ben insan hakları kuruluşundan geldim. 5-10 yıl öncesine kadar sivil toplum teşkilatı mı, sivil toplum örgütü mü diye çatışma ortamı oluşturuluyordu. Birleşme unsuru olacak konular çatışma konusu yapılıyordu. Sistemdeki çarklar günde bir diş atıyor. Siz kendinizi de parçalasanız o çark bir tur atmıyor. Ancak bir diş daha fazla attırabiliyorsunuz. Biz bürokratlar olarak çarkın başında durup gıcırdayan yerlerini yağlamamız gerekirken o dişlilerin yerine geçip, dişlilerle beraber dönüyoruz. Bu sebeplerden dolayı işler benim istediğim seviyede olmuyor.

 

            Sivil toplum kuruluşları artık çök önem kazandı, hele hele Avrupa Birliği seviyesinde sivil toplum kuruluşları olmadan artık iş yapmak mümkün değil. Birileri bu memleketin kaderine kendileri sahip çıkmalı. Bu güne kadar hep bir kurtarıcı kahraman aramışız. Atalarımız bir elin nesi var, iki elin sesi var demişler. Kendi kaderimize kendimiz sahip çıkmalıyız. Amasya tamiminin birinci maddesinde, ‘Bu milletin makus giden kaderine bu milletin sahip çıkacağı gerektiği” maddesi yer almış ve bu güne kadar bu madde değişmemiştir. Kendisine yardım etmeyene başkası da yardım edemez. Liderler önderler tabi ki önemlidir, ama günümüzde organizasyonlarda sivil toplum kuruluşlarının olduğu yerlerde başarı sağlanıyor. İsveç’te sivil toplum kuruluşlarına üye olma oranı yüzde 150 olmasına rağmen, bizde yüzde 5 civarında. Bu biraz halkımızdan, birazda bu güne kadar gelen devlet geleneğinden kaynaklanıyor. Teşkilatlara örgütlere üye olanlara farklı gözle bakılmış. İnsanlar bu ayrıma sebep olmamak, bu çatışmanın içinde yer almamak için geri durmuşlar. Bir sivil toplum kuruluşu olan Gişhad memleketin kaderine el koyarak, Giresun’dan dünyaya açılan bir pencere oluşturmuş, Giresun’u dünyaya tanıtıyorlar. ‘Yalnız taştan duvar olmaz.’ Bende eline tuğla alan herkese harç taşıyacağım diyorum. Siz bir şeyler yapın, biz sizi destekleyelim, bugün birçok sivil toplum kuruluşunun, derneğin imkânları devletten daha fazla. Zihinsel devrim yapmamız lazım. Olaylara bakış açımızı değiştirmeliyiz. Sorumluluk bilincini geliştirmeliyiz. Her türlü imkânımız var; unumuz, yağımız, şekerimiz var ama ya helva yapamıyoruz, ya da yaptığımız helva kıvamında olmuyor. Buna rağmen ekstra bir lütfümüz var ki dünya ekonomileri arasında on yedinci sıradayız. Bütün otoriteler daha da yukarıya çıkacağımızı, önümüzdeki yılların artık Türk asrı olacağından hemfikirler. Bazı şeylerin olgunlaşması gerekiyor. Yoksa attığınız taş kurbağaları ürküttüğünüze değmiyor.

 

            İlimizde iş yapanların ufak bir hatalarını çok büyütüp toplumun ona bakış açısını değiştirmek, iş yapanların azmini kırıyor. O insanlar bıktırılıp yatırım yapmaları engellenebiliyor. Büyük olmak büyük düşünmekle başlar. Büyük düşünmek, fotoğrafın tamamını görmektir. Küçük karelere takılmadığın zaman büyük düşünmeye başlamışsındır demektir.”

 

            GİŞHAD Başkanı M. Selim Kitapçı da yaptığı konuşmada, Giresun’un gelişmesi için işadamları ile birlikte çalışma yaptıklarını dile getirerek, faaliyetlerine ilişkin bilgiler verdi.

Ödül töreninde İşadamı Ali Yarkın da, bu ödülü kendisine layık görenlere teşekkür ederken, Bekir Bayram da işadamlarına başarılar dileyerek, ödülü bütün basın emekçileri adına aldığını söyledi.

 

            Törene Giresun Belediye Başkan Vekili Hayrettin Konanç, Cumhuriyet Başsavcısı Radi Akyol, Defterdar Muzaffer Erten, Ağır Ceza Reisi Halil Adıgüzel, TSO Başkan adayı Hasan Çakırmelikoğlu, Borsa Başkanı Mustafa Karadere, STK yöneticileri, işadamları ve davetliler katıldı.

Haber Kaynak: http://www.giresun.gov.tr/